Korona Günlerinde Direnç: Kültür Sanat Yayıncılığı

Haber: Cenk KOLÇAK

Kapanan kitabevleri, ödeneklerin karşılanmasında yaşanan zorluklar, alınan tedbirler, çalışma düzenleri ve yayın politikalarındaki değişiklikler…

Covid-19 salgınının en çok etkilediği alanlardan biri de kuşkusuz kültür-sanat alanı. Dolayısıyla bu alanda emek verenlerin başında gelen yayıncılık sektörünün de koronovirüs’ten dolayı farklı bir süreç geçirdiğini söylemek yanlış olmayacaktır.

Salgın sürecinde kültür sanat yayıncılığının karşılaştığı zorlukları ve yaşanan gelişmeleri Türkiye’den Can Yayınları Genel Müdürü Ali Granit ve Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal Laleş; Almanya’dan ELIF VERLAG Yayınları Yayın Yönetmeni Dinçer Güçyeter ve İran’dan Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari ile konuştuk.

“Yüzlerce kitabevinin kapandığı bir noktada her şeyin iyi gitmesini beklemek hayalcilik olur”

Covid-19 salgını sizi ve yayıncılık sektörünü nasıl etkiledi?

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Psikolojik açıdan bakarsak tabii ki tüm dünyada olduğu gibi yayıncılık sektöründe de zor bir süreç yaşandı/yaşanıyor. Yine de Can Yayınları olarak çok iyi bir sınav verdik diyebilirim. Organizasyonel yapımızın bu tarz krizlere karşı en iyi şekilde yapılanmış olduğunu görme fırsatımız oldu, hızlı alınan kararlar sayesinde de ne mutlu ki şimdiye kadar sağlık açısından 86 çalışanımızın hiçbiri sıkıntı yaşamadı, Covid vakası görülmedi.

Mali açıdan ise yüzlerce kitabevinin kapandığı bir noktada her şeyin iyi gitmesini beklemek hayalcilik olur. Belki dışarıdan bakıldığında evde kalan insanların kitaba olan talebi artıracağı ve online kanallar sayesinde kitap satışlarının artacağı yorumları yapılabilir. Bu kısmen doğru olmasına rağmen online satışların bu dönemde yaşanan tüm açığı kapatması çok zor.

Yayıncılık dünyası açısından ise özellikle küçük ve orta ölçekli yayınevlerinin durumları bizden daha zor. Sonuç olarak Can Yayınları’nın portföyünde her zaman satan, yani longseller dediğimiz pek çok kitap mevcut. Fakat daha küçük yayınevleri çoğunlukla o ay çıkarttıkları yeni kitapların cirosuyla ayakta kalabiliyorlar. Dolayısıyla hem yeni kitap yayımlamanın zorlaştığı hem de ciddi tahsilat sıkıntıları yaşanan bu dönemde çok zorlandıklarını tahmin ediyorum.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Salgınla beraber yeni kurduğumuz Wêjegeh Amed diğer adıyla Diyarbakır Edebiyat Evi’ni ve bünyesinde açılan YAYKOOP temsiciliğimizi bir süreliğni kapatmak zorunda kaldık. Bu alan bir arada düşünme ve üretme mekanı olduğu kadar kitaplarımızın görünürlüğü ve satışımızı desteklemek için de işlevsel bir alandı. Lakin bu alanın sunduğu tüm imkânlar salgın itibari ile askıda bekliyor. Buna rağmen, ileriye dönük kapsamlı adımlar attığımız bir dönemde zorunlu bir duraksamayı üretici bir sürece dökmek zorunda olduğumuzun bilincindeyiz. Mevcut şartlar, kendi içimize dönüp yayınevinin uzun zamandır çözülmeyen bir takım sektörel sorunlarına eğilme, birikmiş dosyaları inceleme, cevap verme, yeni dönemde beliren ihtiyaçlara hangi yayın politikası ve nasıl bir yayıncılık anlayışı ile devam etmemiz gerektiğini düşündüğümüz bir yüzleşme ve aynı zamanda bir arınma sürecini de başlatma imkânını bize sundu. Aslında bir açıdan salgın süreci bizim için sektörel becerilerimizi iyileştirmek yanında yayıncılık anlayışımızı sade ve hedefe yönelik bir çizgiye çekmek üzere bir ufuk açmış oldu. Bu hedefler elbet dün de olan hedeflerdi ama salgın süreci hem berraklaşma hem de odaklanmamızı sağladı.

Yayıncılığın temel bileşeni olan okurla buluşma imkânlarının daraldığı bu süreçte, bu bağı güçlendirecek her yeni aracın ne kadar kıymetli olduğunu da daha iyi anlamış olduk. Mesela okurla kitabı dijital yollardan buluşturmanın imkânlarını daha net gördük. Bu anlamda geç kaldığımızı fark edip, yapabileceklerimiz üzerine düşünmeye başladık.

Yayıncılık sektörünün geneli içinse durum zaten çok vahim. Biz Yayıncılar Kooperatifi’ni hâlihazırda dövize endeksli yüksek kağıt fiyatları, dağıtımda ortaya çıkan aksaklıklar gibi sorunlarımıza alternatif çözümler üretmeye çalışarak kurmuş ve mücadele etmeye çalışırken, üzerine gelen salgın yayıncılık sektörünü elbet daha da dara soktu. Aslında bu yeni süreçten pek çok sektör olumsuz etkilenecek elbette ama küçük ve orta ölçekli yayıncıların mevcut şartlara direnebilmesi çok zor görünüyor. Ancak bu durumu güçlünün kurtulup, zayıfın yok olacağı kaba bir matematik üzerinden değerlendirmenin her birimizi ve sektörü kalıcı nitelik, nicelik ve güç kaybına uğratacağı kesin olan bir gerçek. Elbet muhtelif kayıplarımız olacak ama içinde yaşadığımızın halin çelişki ve açmazlarını tüm yalınlığı ile gözlemleyebildiğimiz böyle bir süreçte küçük büyük dayanışma pratiklerinin anlamını küçümsemek, hafife almak asla kabullenilmemeli.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Sanırım şu an gelen dalganın içerisinde boğuşurken bu durumu analiz etmek yayıncılık sektörünü aşıyor. Hepimiz panik halinde günü kurtarmaya, ne yapılabilir sorusuna cevap aramaya başladık. Eminim önümüzdeki iki ay içerisinde çıplak bilanço ile karşı karşıya geleceğiz. Özellikle mart ayı yayıncılık sektörü için çok önemlidir, Noel döneminden sonra piyasada iki aylık bir ıssızlık başlar ve mart ayı ile beraber hepimiz sene sonuna dek devam edecek maratona katılırız, tam buna hazırlanmışken salgın tarafından tüm piyasa durdu. Almanya Yayıncılar Sendikası tarafından açıklanan ilk rakamlarda kitap satışının %30 gerilediği söyleniliyor. Dağıtımcımızdan aldığımız son raporlarda bizim yayınevinin kazanç oranı %40 düşmüş. Bunun yanında kendi web sayfamızdan gelen siparişlerde %50 bir artış oldu. Yayınevini tanıyan kesim bu dönemi atlatmamız için seferber oldu diyebiliriz.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Covid-19 salgını, en başta kitap satışlarımızı etkiledi diyebiliriz. Bu süreçte doğal olarak sokakların eskisi gibi insanlarla dolu olmaması ve kitabevlerinin kapanmasıyla birlikte kitap satışlarında hızlı bir düşüş yaşandı. Özellikle her yıl Mayıs ayında düzenlenen Tahran Uluslararası Kitap Fuarı’nın da iptal edilmesiyle, doğrudan satış imkânlarımız kısıtlanmış vaziyette. Her ne kadar internet üzerinden kitap satışlarımız devam etse de, bu, kitabevlerinde olan ve özellikle de fuar zamanı olan satışlar kadar etkili olmuyor. Ayrıca depolarımız da dolmuş durumda.

Çalışma düzeninizde ne gibi değişiklikler yaşandı?

“Önemli olan onlara yalnız olmadıklarını hissettirebilmekti.”

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Biz de birçok kurum gibi neredeyse tüm çalışma arkadaşlarımızı Mart ayı ortasında evlerine gönderdik. Akabinde ilk olarak online satışlar devam edebildiğinden dolayı depo ve lojistik departmanlarında önlemler almamız gerekti. Bu departmanlardaki arkadaşlarımızı gün aşırı çalıştırdık, böylece işlerini yaparken aralarında bulunan mesafeyi açmış olduk. Depomuza dezenfekte çalışmaları yaptırdık, çalışan arkadaşlarımızın toplu taşıma kullanmamaları için özel araç tahsis ettik. Günlük ateş ölçme ve maske kullanma gibi sağlık bakanlığının önerdiği uygulamaları harfiyen yerine getirdik.

Evden çalışmaya başlayan departmanların işleyişinde de ciddi bir aksilik yaşanmadı, bir hafta içinde herkes bilgisayar başında kendi işini yönetmeye ve toplantılar yapmaya alışmıştı. Hatta bazı etkinliklerimizin mecburen iptal olmasından dolayı herkesin işine daha konsantre olabildiğini ve belirli konularda ciddi performans artışları yaşandığını söyleyebilirim.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Biz de hızlıca evden çalışma düzenine geçtik. Hem ilgili çalışma arkadaşımız hem de kargo çalışanlarını düşünerek siparişlerimizi biriktirerek haftada bir ya da iki kez kargoya veriyoruz. Bunun haricinde bir arada almamız gereken toplantılara online platformlar üzerinden devam ediyoruz.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Yayınları bilindik şekilde, yani fuarlarda, kitabevlerinde tanıtma şansımız olmadığı için tamamıyla dijital dünyada daha çok yer almaya başladık. Ilk haftalarda canlı yayın söyleşiler, dinletiler yapıldı, üçüncü haftaya gelindiğinde bunun canlı buluşmsanın yerini tutmadığı anlaşıldı. Kitabın edebiyat dışında insanın sosyal hayatına kattığı hareketlilik yoktu, kitap vesilesiyle ortak beğenileri olan insanların buluşma, sohbet etme şansı kalmadı. Biz yayıncıların calışma düzeni fazla değişti diyemem, zaten ömrümüz bilgisayar başında düzelti yapmak, mail yazmak, programları hazırlamakla geçiyor, bu aynı şekilde devam etti. Bunların yanında ek olarak yazarlarımız ile diyaloğumuz yoğunlaştı, benim için en önemli olan onlara yalnız olmadıklarını hissettirebilmekti.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Çalışmalarımızı biraz yavaşlattık diyebilirim. Önceliğimiz, yeni kitap basmak yerine elimizde olan dosyaları okuyucuyla buluşturmak. Bu süreçte dijital platforma daha çok ilgi göstermeye başladık. Ancak, buradaki diğer bütün yayıncılar gibi biz de bugünlerde nasıl bir yol izleneceği konusunda tam teşekküllü bir plan-program yapmış değiliz.

Bu süreçte ödenekleri karşılamada hangi zorluklarla karşılaşıyorsunuz?

“Çalışanlara düzenli ödenek sağlanmasının tek yolu borçlanma ve kredidir”

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Sektörde çok ciddi tahsilat problemleri yaşanıyor. Aslında zaten her zaman yaşanıyordu ama bu dönemdeki kadar sert olmamıştı. Sonuç olarak özellikle perakende satış yapan bağımsız kitabevleri ve kitabevi zincirleri neredeyse iki aydır kapalı. Online satış yapan şirketlerin ödemelerini sarkıtmamaları bu dönemde tüm yayıncılar için çok kritik.

Biz de bazı ödemelerimizi ertelemek durumunda kalsak bile, özellikle çalışma arkadaşlarımıza herhangi bir zorluk yaşatmadık.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Satış, pazarlama, okurla buluşma imkanları kısıtlı olan özellikle küçük ve orta ölçekli yayıncılığın sürdürülebilir gelir anlamında dağıtımcıya bağımlılığı bu süreçte çok daha net olarak ortaya çıktı. Aslına bakarsanız aksayan dağıtım ağı yayıncıların kendini idare etme sınırındaki gelir gider dengesini şimdiden zora sokmuş durumda. Bu durumun kısa vadede düzelmeyeceğini hatta uzun vadede bağımsız kitapçıların daralmaya dayanamayıp kapanması, fuarlar ve benzeri kültür sanat buluşmalarının iptali ya da azalmasını da eklersek şu an herhangi bir yayıncının çalışanlarına düzenli ödenek sağlamasının tek yolu borçlanma ve kredidir. Ki zaten yeni kitap basımı da borçlanma ve kredi üzerinden kısıtlı bir şekilde devam edebiliyor. Henüz daralarak da olsa borçlanmayla devam

edilen bu sürecin, salgınla beraber yükselecek kriz şartları itibari ile ne gibi kayıplara neden olacağı krizin boyutuna göre tüm yayıncılar için belirsiz bir durum teşkil ediyor diye düşünüyorum.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Almanya genelinde her eyalet kendi bünyesindeki işletmelere bir şekilde destek oldu, mesela bizim gibi az çalışanı olan butik yayınevlerine 5-9 bin euro arası bir destekte bulundu. Bu destek sayesinde şu ana kadar çok zorluk çektiğimizi söyleyemem. Asıl önemli olan bundan böyle nasıl devam edeceği. İlk cevabımda dediğim gibi, önümüzdeki iki ay daha çıplak bir bilanço ortaya serecektir.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Şubat ayından beri hayatın durma noktasına gelmesi, ödenekler konusunda bizi de zora sokuyor. Kitapçıların kapalı olması ve fuarların iptal edilmesiyle birlikte bazı ödemeleri yapmakta zorlanıyoruz. Salgın sürecinde bazı yayınevleri çalışanlarını işten çıkardı. Biz ise kimseyi kayıba uğratmadan bir şekilde bu zorluklarla mücadele etmeye çalışıyoruz.

Sektörün desteklenmesi açısından hükümetten bir talebiniz oldu mu, olduysa bu talepler nelerdir?

“Sektör çalışanları için iş güvencesi ve iş güvenliği konusundaki hassasiyetlerimizi dile getirdik”

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Hayır, Can Yayınları adına özel olarak başvurmadık. Yayıncılar Birliği tüm yayıncılar adına bu görüşmeleri gerçekleştiriyor.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Bu çerçevede YAYKOOP olarak gerek çalışanların sağlığına dair yeterli önlemlerin alınması gerekse mevcut ekonomik daralmanın doğurması muhtemel iş kayıplarının önüne geçmek üzere sektörel destek paketlerinin sunulması yönünde taleplerimizi dile getirdik. Bu anlamda kira, vergi, fatura gibi temel masraflarda indirim ya da askıya alma uygulamalarının yanı sıra kütüphanelerin kitap alımının arttırılması, faizsiz uzun vadeli kredi sağlanması gibi destek uygulamalarının hayata geçmesi üzerine öneri ve taleplerimizi duyurduk. Ayrıca sektör çalışanları için iş güvencesi ve iş güvenliği konusundaki hassasiyetlerimizi hem kooperatif özelinde hem de kamuya ilan ederek dile getirdik. Lakin biz kendi adımıza bu taleplerin herhangi birine denk gelecek bir destek alamadık.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Bundan iki yıl önce Almanya´da bulunan 60 yayınevi ile birlikte edebiyat alanında çalışan işletmelere devletin yıllık 20 bin euro destekte bulunmasını ve vergiden muaf tutulmalarını isteyen bir dilekçe sunmuştuk. Bunun akabinde 2019 yılında, yılda 63 yayınevine verilen 20 bin euroluk ödül atılan ilk adım oldu. Vergi olayını kurulan lobi ısrarla takip ediyor. Bunun yanında yazarlara şartsız koşulsuz aylık sabit bir maaş bağlanması isteklerimiz arasında.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Şahsen biz Nasira Yayınevi olarak devletten herhangi bir destek talep etmedik. Çünkü talebimize olumlu bir yanıt vermeyeceklerinden eminiz. Şu anda devlet sadece mahrum bölgelerde yaşayan insanlara ve bu süreçte işinden çıkarılan insanlara belirli ölçülerde destek oluyor. Merkez Bankası, son günlerde yayıncılık ve kültür sanat sektörüne destek verme kararı açıkladı ancak bunun nasıl bir destek olacağı daha açıklanmadı. Yayıncılar olarak bu destek paketinin bir an önce açıklanmasını bekliyoruz.

Yayın politikanızda bir değişiklik oldu mu?

“Okurlarımızın yanındayız…”

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Öncelikle okurlarımıza bu zor dönemde onların yanlarında olduğumuzu göstermek istedik. Bu amaçla 20 Mart tarihinde online öykü app’imiz Trendeki Yabancı’da bulunan yüzlerce öyküyü ücretsiz hale getirdik ve uygulamayı indiren herkesin kullanımına açtık. Daha sonra yine aynı uygulama üzerinden onlarca Can Yayınları romanını ücretsiz olarak okurlarımıza sunduk. Gerçekten inanılmaz sayıda okur tarafından ilgi gördü bu çalışma. Ayrıca okurlarımızın farklı kanallardan kitaplarımıza ulaşabilmeleri amacıyla 5 Nisan’da Yemeksepeti/Banabi’yle yaptığımız iş birliği çerçevesinde 20 çeşit en çok satan kitabımızı, okurlarımızın Banabi siparişlerinin yanında ücretsiz olarak edinebilmelerini sağladık. Bunlardan da önemlisi yayıncılık yapmayı bu dönemde de bırakmadık; nisan ayında dört yeni kitabımızı e-kitap formatında satışa sunduk. Kitabevlerinin açılmasıyla birlikte bu kitapları matbu olarak da okurlarımıza sunacağız.

Tüm bunların yanında salgının başladığı ilk günden beri çok farklı sektörlerde iş yapan kurumlarla iş birlikleri yapmak ve ne olursa olsun okurlarımızı kitaplarımızla buluşturmaya çalışmaya devam ediyoruz. Büyük holdinglerden tutun da zincir marketlere, benzincilere varana kadar kitabevlerinin kapalı oluşunu bertaraf edecek yeni adımlar atmaya gayret ediyoruz. Önümüzdeki dönemde kitap alımı ve satımı konusundaki alışkanlıklarımızda önemli değişiklikler yaşanacağını tahmin ediyorum. Şimdiden harekete geçmiş olduğumuzu görmek beni mutlu ediyor.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Dosyaları kabul etmeye, incelemeye ve karar verilirse basıma hazır hale gelene kadarki çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ama ne zaman basılacaklarına dair açıkçası kesin konuşabileceğimiz bir durumda değiliz.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Sonbaharda altı kitap yayınlayacaktık. İki yazarımız ile anlaşıp bu sayıyı dörde indirdik. İlkbahar kitaplarını tanıtma şansımız olmadığı için bu yayınları yeniden sonbahar kataloğuna alacağız mesela. Bu durumda yeni kitablarla birlikte bir yoğunluk olacak. Bunu biraz azaltma düşüncesiyle böyle bir karar aldık. Kişisel olarak endişem, önümüzdeki aylarda yayınlanan bir çok kitabın okuyucuyu bulamayacağı yönünde. Etrafımda sohbet ettigim bir çok insan şu an okumaya konsantre olamadığını, gündemin belirsizliğinden dolayı o gerekli sakinliğin mevcut olmadığını söylüyor.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Açıkçası, satışların düşmesiyle birlikte önümüzü göremediğimiz için yeni kitap basmak konusunda epey tedbirli davranıyoruz. Şu ana kadar yeni kitap basmadık diyebiliriz. Önceden basıma hazırlanan kitapları ise sayı olarak çok az basıyoruz. Bu, bir süre daha böyle devam edecek gibi duruyor.

 

“Hepimiz için öğretici, eleştirel, daha odaklı bir dönem başlıyor”

Covid-19’la birlikte, ileride karşılaşabileceğimiz olası olağanüstü durumlar için gerekebilecek şeylere dair bir planlama yapmayı düşündünüz mü?

Can Yayınları Genel Müdürü Ali GRANİT : Bence bu tüm dünyanın beraberce tartıştığı bir konu haline geldi. İş yapış şekillerimizde muhakkak değişiklikler olacak. Herkesin fark ettiği gibi biz de gördük ki birçok iş ofise gelmeden de aksamadan yapılabiliyormuş. Sanıyorum ileride yaşanabilecek bu tarz olağanüstü durumlar için şimdiden tüm organizasyonumuzu baştan ele almak ve yeniden yapılandırmak gerekiyor. Henüz netleşmiş bir planımız olmasa da, bu konu üzerinde tartışmaya başladık diyebilirim.

Lis Yayınları Yayın Yönetmeni Lal LALEŞ : Bu süreç nedeniyle evden çalışma düzenine geçmek bahsettiğim üzere belli açılardan daha odaklı ve verimli bir çalışma biçimini deneyimlememize neden oldu. İzolasyonun psikolojik ağırlığını hesaba katmadan değerlendirdiğimizde özgürleştirici bir imkânı keşfetmemizi sağladı. Bildiğimiz haliyle boğuştuğumuz sektörel sorunların daha da derinleşeceğini düşünürsek bu sorunlara hızlı ve etkili çözüm üretebilmek için eninde sonunda dijital bir dönüşüm yaşamak zorundaydık. Salgın sayesinde geç de olsa mecbur kalarak bu dönüşüm başlamış oldu. İnternet satışı, e-kitap, sesli kitap gibi uygulamalar; işlerin ofis olmadan da yürütülebildiği hatta bazı açılardan daha odaklı yürüyebildiği, aynı anda edindiğimiz bu becerilerin başka başka üretim ve dayanışma pratikleri için sağladığı kolaylıkları keşfetmek, bunların hepsi değerli imkanlar. Örneğin bu sene yapmak üzere çalışmalarına devam ettiğimiz 3.Karşılaştırmalı Edebiyat Günleri için çevrimiçi etkinlikler düzenleyeceğiz. Fiziksel olarak bir arada olmanın pek çok olumlu yanı var elbette ancak mecburen de olsa yeni duruma göre çalışmalarımızı adapte etmek bize hem yeni beceriler hem yeni ufuklar katıyor. Bu anlamda acil eylem planı niteliğinde olmasa da, Lîs Yayınevi’nin faaliyet alanındaki tüm işleri daha odaklı ve birbirini besleyen süreçler halinde organize etmeye ve bunu yaparken kullanılabilir araçları çoğaltmaya dair daha net bir perspektif oluştu. Zira bir yandan her an gelişebilir olağanüstü bir durum ile daralan koşullar bir yandansa her zaman zor olan şartlara karşı ayakta kalmaya dair birikmiş deneyim ve beceri birbirini besler hale gelmeye başlıyor. Bir olağanüstü hal senaryosu üzerinden tavır geliştirmektense, şartların her daim zor olduğu ve olacağı psikolojisini normal kabul ederek, bunu aşmak için öğrenebileceklerinizi öğrenip, üretime döküp, devam etmeyi tercih ediyorsunuz. Kısacası hepimiz için öğretici, eleştirel, daha odaklı bir dönem başlıyor. Hiçbir şey dün de olağan değildi, yarın da olmayacak, hepimiz için. O yüzden buna çabuk alışsak iyi olur.

ELIF VERLAG Yayınevi Yayın Yönetmeni Dinçer GÜÇYETER: Galiba bir çok alanda olduğu gibi okuyucuyu daha çok dijital alanlarda bulmaya çalışacağız. Biz mesela hiç aklımıza gelmeyen bir YouTube kanalı açtık, küçük videolar (poetry clip) hazırlayıp yayınladık. Yayıncılığın zaten riskli bir alan olduğunu düşünürsek hepimizin elinde muhakkak bir B planı vardır, bunun ne ve nereye kadar faydalı olacağını önceden kestirmemiz pek mümkün değil. Kitablarımızın en iyi şekilde basılması için iyi matbaalarla çalışıyoruz, kullanılan kağıdı özenle seçiyoruz, değişik formatları ve tasarımları deniyoruz, bir ihtimal önümüzdeki dönemde bu anlamda daha mütevazi bir yol çizeceğiz. Bunu sonbahar için hazırladığımız kataloğun içinde lafı dolandırmadan izah etmeye çalıştım. Pahalı baski yerine yazarların telif haklarını sarsaklamamak bence daha önemli, umarım okuyucularımız anlayış gösterir.

Nasira Yayınevi Yayın Sorumlusu Masood Abazari: Sizin de bildiğiniz üzere özellikle Doğu ülkelerindeki fuar organizasyonları, kitap satışlarının kaderini çok fazla etkiliyor. Bu yüzden öncelikli beklentimiz fuarların aktif olması ve oraya yönelik çalışmalar yapmak. Geleceğe dair planlarımız arasında ise dijital ortama daha fazla yatırım yapmak yer alıyor

Haber linki: https://jurnaltr.com/korona-gunlerinde-direnc-kultur-sanat-yayinciligi/

Kapat